bugün

entry'ler (12)

ne zaman mutlu olacaksın

düşüncelerimi, hislerimi özgürce söyleyebildiğim zaman... düşünsenize karşımda nasıl biri olduğunu bildiğim biri var ama
ben ona haykırarak 'işte sen busun!' diyemiyorum. neden? huzursuzluk çıkmasın, yüz yüze bakıyoruz vs. veya biri var mesela, görünce içim kıpır kıpır... aşk mı? belki, basit bir hoşlanma dahi olabilir ama hissediyorum o iyi biri, doğru biri ama bunu ona söyleyemiyorum, söylemem... öylece kayıp gitmesini izleyeceğim. illa mutlu mu olmak lazım? üzülmekte bir şey, en azından bir şeyler hissederek insan olduğumu unutmuyorum.

gecenin şarkısı

https://www.youtube.com/watch?v=o6qCJLQcuJY

Geri dönsem aynı sen mi?
Eski bize hiç benzer mi ?

kitap alıntıları

insanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtırlar. Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi, “ birtakım yabancılar beslemek ” ti.
Kürk Mantolu Madonna

hiç aklımdan çıkmaz bu kısım.

1 liraya simit ayran ve su alabilen nesil

hey gidi günler! şimdi değil simit ayran su zor alıyoruz be!

kana kırmızı rengini ne verir

halk arasında 'fişne suyu' olarak bilinse de bu çok büyük bir yanılgıdır. bilimsel araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz bilgiler bunu hemoglobinin sağladığını söylüyor.

türklerin öğrenemediği şeyler

insanları olduğu gibi kabullenmek
yok arkadaş yapamıyor bu toplum! o mal, o şerefsiz, bu yollu, şu öyle böyle...
insaf ya insaf!

gecenin şiiri

Geçiyor, pervasızca geçiyor
Çıngıraklı kuyruğunu sallayıp zaman
Artık soğuk ve kimsesiz geçtiğimiz sokaklar
Zarif bir hüzünle çiziyor aklımda seni gece
Boşlukta kırık bir dal yüreğim, kederiyle sallanan

Bütün şehir uykusunda ölü bir yılan
Bütün şehir, biz ayrıyken hayalet bir gemi
Telaşlı bir vedayla tam kalbinden su alan
Artık yollar uzun, yollar aramızda dert
Yedi dinmez kederiz, uslanmaz yedi güzel adam.

ayak

ister yüz defa yıkansın yinede tiksinirim. kendi ayağımdan bile iğreniyorum gerisini siz düşünün

aşık olmak

kim ne derse desin bir şeyler hissetmek güzel şey. ben neden bir şey hissetmiyorum diye ağladığımı bilirim..
(bkz: bu sayede hüznü hissederek kendi kendimi tedavi etmiştim)

sevilen şarkının vurucu cümlesi

abu çi çi çi çi, abu çi çi çi
eslen beslen, karşı beri seslen
geldim bir daha
oyna bir daha, yandım bir daha
abuuuu çi çiiiii

mustafa topaloğluna emeklerinden dolayı teşekkürü bir borç bilirim...
sanat uğruna yeni bir dil yaratmak her baba yiğidin harcı değil sonuçta.

swarm kullanmıyorum

mekandaki güzel kızın / yakışıklı erkeğin adını öğrenmek için yapılmış gereksiz bir uygulama olduğunu düşünüyorum. aşk bu kadar kolay olmamalı... nerde o bekleyiş, o kıvranışlar... ahh ah nerde o eski muhallebicide buluşan aşıklar?

film önerileri

incendies
izledikten sonra bir-bir buçuk saat kendime gelememiştim...